-- Adversting 9 REKLAM ALANI --
Bir süredir ara vermek durumunda kaldığım yazılarıma devam etmenin mutluluğu içinde olduğumu belirterek başlayıp konumuza geçiş yapıyorum J
Eylül ayının gelmesi ile tatilin bittiğini ve eğitim hayatının başladığını, şehrimiz bize yoğunluğu ve hareketliliği ile anlatıyor. Eğitim hayatının başlaması ile ilkokuldan liseye, liseden üniversiteye her yaştan insan grubu eğitimine başlıyor veya devam ediyor. Peki, bu eğitim dediğimiz mesele nedir? Aslında nerede başlar veya nereye kadar devam eder bu konuya değinmek istiyorum.
Eğitim: kişinin yaşadığı toplum içinde değeri olan, yetenek, tutum ve diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçlerin tümü; bir insanın duygusal, bedensel, zihinsel olarak sahip olduğu yeteneklerini belirlenen amaç doğrultusunda geliştirmesi veya önceden saptanmış esaslara göre insanların davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya yarayan planlı etkiler dizesi olarak kabaca tanımlanmaktadır.
Yani aslında eğitim duygu ve düşüncelerimizi yani kendimizi tanıyıp bunları belirlediğimiz bir amaç için kullanmayı sağlayan bir süreçtir. Her insanın dünyaya geldiği andan itibaren kendini keşfetme süreci başlar. Fakat insanların bu süreçte kimi zaman destek sağlayan kimi zaman köstek olduğu olaylar, insanlar veya duygular vardır. İşte eğitimin önemi de burada ortaya çıkmaktadır.
Çok klasik bir cümledir “eğitim ailede başlar”. Her ne kadar klasikleşmiş, insanların bir çırpıda söyleyiverdiği bir cümle haline gelmiş olsa da bence yerinde kurulmuş bir cümledir. İnsan sosyal bir varlık olduğu için çevresi ile sürekli iletişim halindedir. İletişim kişiler arasında, duygu, düşünce, bilgi ve haberlerin, akla gelebilecek her türlü biçim ve yolla kişiden kişiye karşılıklı olarak aktarılması olarak tanımlanmaktadır. Yani bir insanın çevresinden aldığı tepkiler, yaptığı gözlemler de bir iletişimdir. Bir insan karakteri ve doğruları oluşana kadar çevresindeki iletişimden öğrendiklerinden etkilenir. Bu sebeple eğitim ilk olarak ailede başlamaktadır da diyebiliriz.
Çocuklarımıza güzel bir eğitim verebilmemiz, kendilerini bulmalarını sağlayabilmemiz, topluma faydalı sağlıklı bireyler olarak yetiştirebilmemiz için öncelikle kendimizi eğitmemiz gerekliliği su götürmez bir gerçektir diyebilirim.
Akran zorbalığı, okul yaşantısı içinde bir öğrencinin/öğrencilerin bir başka öğrenciyi/öğrencileri, tekrarlayan aralıklarla olumsuz etkilere maruz bırakması olarak tanımlanmaktadır. Akran zorbalığının; fiziksel zorbalık, sözel zorbalık, sosyal zorbalık, cinsel zorbalık, eşyalara zorbalık ve siber zorbalık olarak türleri vardır. (1)
Çocuk ve ergen yaş gruplarında ne yazık ki akran zorbalığı sık olarak görülmektedir. Akran zorbalığının elbette ki çeşitli sebepleri vardır. Fakat biz çocuklarımıza vereceğimiz eğitim ile onlara karşı örnek davranışlar ile onlarla kurduğumuz iletişim ile akran zorbalığı yapmamalarını veya akran zorbalığını gördüklerinde seyirci kalmamaları gerektiğini aşılamak zorundayız. Bu durumun bir gün bizim de canımız çocuklarımızın başına geleceği bilincinde olmak ve çocuklarımızın gelişimi ile yakından ilgilenmek, hepimizin çocuklarımıza karşı borcudur.
-- Adversting 6 REKLAM ALANI --